İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | small time i. | önemsizlik |
Deyim | small time i. | başarısızlık |
Theatre | ||
Tiyatro | small time i. | (vodvil sahnelenen tiyatroda) ortak yönetilen ve günde iki veya daha fazla gösteri sergileyen küçük tiyatrolar |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | small-time s. | küçük | ||
Many major technological breakthroughs were made by small-time entrepreneurs with an ingenious streak. Birçok büyük teknolojik atılım, dahiyane bir çizgiye sahip küçük çaplı girişimciler tarafından gerçekleştirilmiştir. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Deyim | small-time s. | küçük | ||
And these were not all obscure games at small-time tournaments. Ve bunların hepsi küçük turnuvalarda gözden kaçabilecek maçlar değildi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | small-time s. | ufak çapta | ||
Idioms | ||||
Deyim | a small-time i. | küçük lokma | ||
Deyim | a small-time i. | ufak lokma | ||
Deyim | small-time s. | pek önemi/etkisi olmayan | ||
Deyim | small-time s. | önemsiz | ||
Deyim | small-time s. | başarısız | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | small-denomination time deposits i. | ufak miktarlı vadeli mevduat hesapları | ||
Ticaret/Ekonomi | small-time merchant i. | küçük çaplı tüccar |